Babamdan Demirspor Dersleri

Babam eski demirsporlulardan. Ona da rahmetli dedem'den miras kalmış bu büyük tutku. Gençlik dönemlerinde deplasman maçları da dahil olmak üzere her maça giden babam bir maraton trübünü tutkunudur. Küçükken beraber geçebildiğimiz turnikelerden bir biletle beraber girebildik. Çakmaklar, bozuk paralar küçük bir çocuk olmamdan mütevellit hep bende saklanırdı. Ben zamanla büyüdüm. Ayrı ayrı biletlerle girer olduk maça. Koca turnikelere sığmaz olduk babamla doğal olarak.

Bende aklımın erdiği günden itibaren kendimi tribünlerde buldum. Annem koca koca demirspor bayraklarını kendisi dikerdi. Bunu seve seve yapardı. Çünkü o da bir demirsporluydu. Ailemizde herkes fanatik bir demirsporluydu zaten. Maç öncesi yediğimiz seyyar dürümcülerde aldım en çok demirspor derslerini:

- Oğlum sende çocuğunla demirspor maçlarına gideceksin büyüyünce...

- Oğlum demirsporlu olmak halkçı olmaktır. Her zaman halkın yanında olmak. Halkın gönlünde yer etmektir.

- Oğlum demirsporlu olmak kimseye dili dini ırkı ne olursa olsun ayrımcılık yapmamaktır. İşci ve emekçinin yanında olmaktır.

- Oğlum demirsporlu olmak takımını her zaman desteklemektir. Hiçbir zaman bu desteği bırakmamaktır.

- Oğlum demirsporlu olmak kadına, doğaya, engellilere, çocuklara, yaşlılara değer vermektir. Uygar olmaktır.
- Demirsporlu olmak birlik olmaktır. Nerede olursan ol demirspor forması giyinmiş herkese bir selam vermeyi asla unutma.


Babam bana iyi bir demirspor dersi verdi.

Babamın demirsporunu ben hep çok sevdim. Onun o arkadaşlarını, heyecanlarını, öfkelerini, tutkularını hep çok sevdim. Babamın maçta küfür edişini bile çok sevdim. Yanında olduğum zamanlar küfür etmemeye çalışırdı, bunu anlardım, bazen kendisine engel olamaz ağzından savururdu küfürü. Ve babamın demirsporuna layık bir demirsporlu olmak için uğraştım hep.

Babam mı?

O yine maratondadır şimdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder